10 Aralık 2015

Moskova


22 Ekim 2015 Lokomotiv Moskova - Beşiktaş maçını izlemek üzere her zamanki seyahat konseptimin dışına çıkarak Perşembe'den - Pazar'a 4 gün geçirdiğim bu güzel şehirden derlediğim notlar bu yazıda yer almaktadır. 

- ULAŞIM -


Aeroflot Hava Yolları
İstanbul - Moskova arası Google'a göre karayoluyla 2303km ve yaklaşık 30saat sürüyor. Moskova'nın denize kıyısı olmadığı da düşünülürse tek alternatif havayoluyla ulaşım sağlamak.

Seyahatimizin başlangıç tarihi maç gününe denk geldiği ve dönüşümüz de pazar olduğu için çoğu zaman olduğu gibi promosyon sınıflardan bilet bulma şansım olmadı. Türk Hava Yolları İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan ve Pegasus Hava Yolları İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan Moskova'ya direkt uçuyor. Bunun dışında Aeroflot Rus Hava Yolları'nın da direkt seferleri var. Son seçenek ise aktarmalı seyahat etmek; direkt uçuş yapan firmaların bilet fiyatları çok pahalı olduğunda özellikle Ukrayna Uluslararası Hava Yolları'nın aktarmalı uçuşları tercih edilebilir.

Moskova'da üç havalimanı bulunuyor; -şehir merkezine 29km uzaklıktaki- Sheremetyevo International Airport (SVO) , -şehir merkezine 28km uzaklıktaki- Vnukovo International Airport (VKO) ve -şehir merkezine 42km uzaklıktaki- Domodedovo Moscow Airport (DME). Dolayısıyla uçacağınız hava yolu firmasını seçerken kalkış / varış noktalarına da dikkat etmek gerekiyor. Ben Türk Hava Yolları'na ön rezervasyon yaptırmıştım fakat arkadaşım Aeroflot Hava Yolları'ndan çoktan biletini aldığı için, farklı havalimanlarına inmemek için biletimi Aeroflot'dan almak durumunda kaldım. Aeroflot köklü ve itibarı oldukça yüksek bir havayolu firması fakat hem gidiş hem de dönüş yolculuklarının oldukça keyifsiz geçtiğini söyleyebilirim. Uçuş yaklaşık olarak 3 saat sürüyor, kabinde "eğlence" namına hiç bir şey yok, koltuklarda ekran yok, parayla ya da ücretsiz alkol servisi yok, hostesleri inanılmaz kaba ve pespaye, yemekleri -belki bizim damak tadımıza uymadığı için böyle düşünüyorum fakat- oldukça kötü. Arada büyük fiyat farkları yoksa tercih edilmemesi görüşündeyim. Eğer olur da tercih ederseniz, mutlaka kabindekini 3 saatinizi verimli geçirecek şekilde hazırlığınızı (kitap, dergi, ipad vs.) yapın ve Aeroflot çağrı merkezi ile görüşerek damak tadınıza göre özel yemek tercihinde bulunun.


- KONAKLAMA -



Konaklamayı çoğu zaman olduğu gibi Airbnb vasıtası ile ev kiralayarak çözdük. Kaldığımız daire Moskova'nın simgelerinden olan Stalinist gökdelenlerden birindeydi. Oldukça merkezi bir yerde konaklamış olmamız rağmen defalarca trafik sorunu yaşadık. Yürümek ve metroya binmek akıllıca tercihler dolayısıyla konaklayacağınız yerin zaman geçirmek istediğiniz bölgelere ve metro istasyonlarına yürüme mesafesinde olmasına dikkat etmekte fayda var. Airbnb'de listelenen daireler fiyat / performans açısından pek cazip değildi. Özellikle evlerin oldukça küçük olduğunu ve pek özenle dekore edilmediğini söyleyebilirim. Bütçe ve beklentinize göre hostel ya da otel alternatif ve hatta daha iyi tercihler olabilir

- KISA KISA - 


1) Moskova'da İngilizce bilen insan sayısı gerçekten çok az. İngilizce bilmeyen, hiç bilmiyor, "How much?" sorusunu dahi anlamıyor, yanıtlayamıyor. Beraber seyahat ettiğim arkadaşım Fransızca biliyordu, ben de çok az da olsa İtalyanca konuşabiliyorum. Bu dilleri bilen birine de rastlayamadık. Özetle, Rusça'nız yoksa iletişim kuracağınız insan sayısı hayli az olacak. Gündelik hayatta kullanabileceğiz bazı Rusça kelime ve cümleleri ezberlemekte fayda var. Kiril Alfabesine aşina olmak da işleri oldukça kolaylaştıracaktır.

2) Metro'yu kullanın. Biz çok fazla kullanmadık, hata ettik, siz yapmayın. Moskova metro ağı oldukça gelişmiş ve metrolarının turistik değeri var. Cep telefonunuza "Yandex Metro" uygulamasını indirmeyi unutmayın.

3) Sivil araçlar da adeta korsan taksi gibi çalışıyorlar. Elinizi kaldırdığınızda, rastgele bir araç durup, pazarlık yaptıktan sonra eğer uygun bulursa sizi gideceğiniz yere götürebiliyor. Şaşırmayın. Bir çok defa bu korsan taksilere bindik fakat en son bindiğimizde şoför havalimanı giriş kapısını bulamadı ve az daha uçağımızı kaçırıyorduk. Cep telefonunuza Uber ve Yandex Taxi uygulamalarını indirip bu uygulamalar aracılığı ile taksi çağırmak çok daha mantıklı. Bu sayede daha güvenli seyahat edebilir, kazıklanmaktan kurtulabilirsiniz.

4) Ucuz bir şehir de değil fakat çok çok pahalı dedikodularına katılmıyorum. Gündelik hayatının pahalılık seviyesinin aşağı yukarı İstanbul ile aynı olduğunu söylemek mümkün. Tıpkı İstanbul'da olduğu gibi, nerede olduğunuzun, ne beklediğinizin pahalı ya da ucuz ayrımı yaparken oldukça önemi var. Turistik yerlerinde dünyanın her yerinde olduğu gibi şehrin genelinden daha düşük kalitede hizmet daha pahalıya sunuluyor. Bu artık tüm seyahatlerimin değişmez kuralı, "Yerel insanların gittiği yerleri tercih edin."

5) "Ruslar soğuk insanlardır." derler. Katılmamak mümkün değil. Turist olmanız hiç önemli değil, müşteri olduğunuz için dahi üzerinize düşmüyorlar, özel ilgi göstermiyorlar. Hizmet sektörü ve hizmet anlayışları çok farklı. Gereksiz samimiyet kurmaya çalışmamak, olduğu gibi kabul etmek ve alınganlık göstermemek en iyisi. Tümden bir genelleme yapıp, bu genellemeye şartlanmak da doğru değil. Çok sıcakkanlı ve yardımsever insanlarla da tanıştık.

6) Soğuk. Ekim ayında, yağışın olmadığı bir dönemde gitmemize rağmen hava sıcaklığı 0'ın altındaydı ve özellikle geceleri oldukça soğuktu. 

7) Moskova'nın turistik bir şehir olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Kimsenin -geçimini turistlerden sağlayanların dahi- turistlere özel ilgi gösterdiğine şahit olmadım. Şehir merkezi çok soğuk değilse ve yağış yoksa yürüyerek gezilebilir. Kızıl Meydan'daki binaların tamamı Hansel ve Gretel hikayesinden fırlamışçasına renkli ve güzel. 

8) Moskova'nın turistik bir şehir olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Kimsenin -geçimini turistlerden sağlayanların dahi- turistlere özel ilgi gösterdiğine şahit olmadım. Şehir merkezi çok soğuk değilse ve yağış yoksa yürüyerek gezilebilir. Kızıl Meydan'daki binaların tamamı Hansel ve Gretel hikayesinden fırlamışçasına renkli ve güzel. 

9) Rus kızları çok güzel, bu artık tüm dünyada bilinen bir gerçek. Üzerine tartışmanın, yazmanın manası yok. Fakat Rus kızlarının Türk erkekleri ile çok hoş tecrübesi yok. Tanıştığımız kızlar teessüflerini ilettiler. Rusya ve Ukrayna'ya Avrupa'nın kerhanesi muamelesi yapılıyor ve bu durumdan son derece rahatsızlar. Bu yüzden Türk olduğunuzu duyduklarında temkinli yaklaşıyorlar. "Skor" yapmaya şartlananlar ya çok para harcayacak ya da hayal kırıklığına uğrayacaklar.  Öte yandan, Rus erkeklerinin ise son derece kaba ve ortalamanın altı olduğunu söylemek yersiz olmaz sanırım. Bu kadar güzel kızın, bu kadar çirkin adamdan nasıl olduğuna hayret ediyor insan.

10) Sanki tüm binaları devasa gibi, her yerde sosyalizmin izlerini iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Özellikle "Kızıl Yıldız" ve "Orak Çekiç" ikonları şehrin her yerinde. Gündelik hayat ise bildiğimiz kapitalist düzenden farksız. Bu sebeple enteresan bir kontrast oluşuyor. 

- YEMEK -


Rus mutfağının çok iyi olmadığına kesinlikle katılıyorum. Bu yüzden çok fazla yöresel yemekler deneyelim hevesimiz yoktu. Zaten şehirde çok fazla restoran da yok. Hatta seyahatimiz süresince iki öğünü evimize çok yakın olduğu için McDonalds'tan bir şeyler atıştırarak geçirdik, McDonalds'ta bira da servis ediyorlar ve servis ettikleri iki bira markasından biri de Efes Pilsen. Sürekli "junk food" yemiş olsak da bahsetmeden geçmek istemediğim 3 yer var.

1) piNzeria : Tripadvisor sayesinde keşfettiğimiz bir İtalyan restoranı. Fiyatları gayet makuldu, ve yediğimiz yemeklerden özellikle pizzadan oldukça memnun kaldık. Ayrıca bize mi öyle denk geldi bilemiyorum ama şehrin en güler yüzlü insanları burada garson olarak çalışıyor olabilir. Yandex Navigasyon'a "Pinzeria" yazarak kolaylıkla bulduk. "Cathedral of Christ the Saviour" şehrin görülmesi gereken turistik yerlerinden biri ve şehrin simgeleri arasında yer alıyor. Bu katedrali ziyaret ettikten sonra öğle yemeği molasını Pinzeria'da vermek isteyebilirsiniz.  http://www.pinzeria.ru

2) FARSH : Kiril Alfabesinde "FARW" gibi yazılıyor. Moskova'da yaşayan bir arkadaşımın yoğun ısrarı sonucunda gittiğimiz bir hamburgerci. Beklentilerimiz çok düşüktü fakat hem yediğimiz hamburgerlerden hem de atmosferden oldukça memnun kaldık. Oldukça popüler bir mekan, kapısında sıra bekleyen insanları görürseniz şaşırmayın. Kızıl Meydan'a oldukça yakın olduğu için birden fazla defa önünden geçme fırsatı bulduk ve en az sıra olduğu zaman girdik. Self-servis çalışıyorlar, ödeme yaptıktan sonra sıra numarası alıyorsunuz ve siparişiniz hazır olduğunda tıpkı bankalarda olduğu gibi sıra numaranız yanıyor ve gidip siparişinizi alıyorsunuz. 



3) Bar BQ : Burası bir restoran değil, yemek için beklentilerinizi düşük tutun. Fakat oldukça merkezi olduğu ve çok pahalı olmadığı için tercih edilebilir. Günün çoğu vaktinde kalabalık ve canlı oluyor gözlemlediğim kadarıyla. Kendi üretimleri olan " Bar BQ Live Beer" benim hoşuma gitti, tadının "Weissbier" ile oldukça benzer olduğunu söyleyebilirim. Turistik yerleri gezerken mola verilecek yerlerden biri.




 - GECE HAYATI -

Propaganda
Gece hayatı oldukça hareketli, neredeyse haftanın her günü açık ve kalabalık bir gece kulübü ya da bar bulmak mümkün.  Özellikle kalabalık gece kulüplerinde girişte "face control" yapılıyor ve bu işi çok sıkı tutuyorlar. Bu yüzden her mekana, her zaman elinizi kolunuzu sallayarak giremeyebilirsiniz. İçki pahalı değil. En azından İstanbul'daki doğru düzgün mekanlara kıyasla ucuz diyebilirim. Mekana göre bira 200 ruble ile 500 ruble arasında değişiyor.  

Propaganda orta sınıf mekanlar arasında çok duyduğumuz mekandı, giremedik. Yine orta sınıf mekanlar arasında çok övdükleri Jiguli'ye girmemiz ve çıkmamız bir oldu, sadece Rus şarkıları ve pop müzik çalıyordu. Üstelik içerisi leş gibi yemek kokuyor, tavsiye etmem. En çok eğlendiğimiz mekan açık ara Mendeleev oldu. 

1) Mendeleev :   Lucky Noodles adında berber dükkanına benzeyen bir noodle'cının içinde yer alan gizli bir kapıdan geçerek bu mekana giriyorsunuz. İçerisi oldukça otantik ve ambiyansı gerçekten büyüleyici. Mekan ince uzun bir dikdörtgen şeklinde ve doğru tarif etmek gerekirse üç bölümden oluşuyor denilebilir. Orta ve en geniş bölümde bar ve masalar bulunuyor. Girişe göre en sağda kalan kısımda vestiyer, tuvaletler ve bir kaç koltuk bulunuyor. En soldaki bölmede ise DJ kabini ve bar bulunuyor sadece. O anki modunuza göre mekanın 2 ayrı bölümünde takılabiliyorsunuz. Eğer benim gibi "eller havaya" tarzı eğlenceyi pek sevmiyorsanız belki de Moskova'daki en iyi alternatif burası. Ayrıca üst tarafta gerçek bir noodle dükkanı var. Dönüş yolunda noodle yememek olmaz. :)


2) Krysha Mira : Cumartesi gecesi Mendeleev'den sonra gece geç saatte gittiğimiz Moskova'nın en iyi, en elit gece kulüplerinden biri. "Face Control" oldukça üst düzey fakat benim gözlemlediğim kadarıyla iki şeye dikkat ediyorlar. Birincisi, kızları alırken çok seçici davranıyorlar. İçeride bir şeyler içmeye parası olmayan ama parası olan adamlara kur yaparak tutunmaya çalışan kızlar vardı çokça. Bunu engellemeye çalışıyorlar sanki. İkincisi de, Krysha Mira ortalama bir gece kulübü değil. Mendeleev'dekine benzer müzik çalıyorlar. Kapıda sizin o ortama ayak uydurup uyduramayacağınıza bakıyorlar gibi geldi bana. Tabi bunlar benim tahminlerim. Kesin olan bir şey varsa sıkı "Face Control" yapıldığı. 

Mekanın iki katı kullanılıyordu sadece. Alt katı biraz daha pop müzik çalıyor gibi geldi bana fakat alt katında yorum yapacak kadar çok zaman geçirmedim. Üst kat ise teras ve kapalı alan olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Mekanın bulunduğu bina nehir kıyısında yer aldığı ve yakınında yüksek bina olmadığı için, terasın manzarası gerçekten çok güzel.

Krysha Mira, Rusya'daki ünlülerin de uğrak yeriymiş. Biz oradayken sabaha karşı eski Beşiktaşlı futbolcu Manuel Fernandes geldi, ve bizim tanımadığımız ama Rusya'da ünlü bir kaç kişi daha oradaymış. Normalde bu tarz gece kulüplerini pek sevmem ama çaldıkları müzik ve konsepti ile bence diğer kulüplerden ayrılıyor. Ortalamanın biraz üzerinde para harcamak canınızı sıkmayacaksa, kesinlikle tavsiye ederim.


- ÖZET - 


Moskova, daha önce hiç gitmemiş biri için çok heyecan verici fakat bir kere gördükten sonra eski büyüsünü kaybediyor sanki. Gece hayatı güzel ama Belgrad, Bükreş, Budapeşte gibi Güney Doğu Avrupa şehirlerinden çok farklı değil. Hatta daha iyi değil bile diyebilirim. Üstelik bu şehirlerin Moskova'ya kıyasla çok çok daha ucuz ve İstanbul'a daha yakın olduğunu da göz önünde bulundurmak gerekir. Dil problemi, insanların soğukluğu ve hizmet sektörünün gelişmemiş olması da diğer handikaplar... Nev-i şahsına münhasır, güzel ve gezip görülesi bir şehir Moskova fakat "Cuma'dan, Pazar'a" konseptimize uygun olmadığı da aşikar.


0 yorum:

Yorum Gönder

Copyright © Cuma'dan, Pazar'a... | Designed With By Blogger Templates
Scroll To Top